MAKALE 31 Ağustos 2009 Pazartesi TEK MİLLET ! TEK VATAN ! TEK BAYRAK ! Türkler, Anadoluya mı gelmişlerdir, yoksa Anadoluya gelenler, burada mı Türkleşmişlerdir? Bu sorunun cevabını vermek bu günlerde çok önem kazanmaktadır. Anadolu coğrafyası ve Türklerin hakim olduğu topraklarda yaşamanın çok ağır bedeli vardır. Bu bedeli kaldırabilecek olanlar bu topraklarda huzurlu ve müreffeh yaşama hakkına sahip olacaklardır. Çünkü üç bir tarafı denizlerle çevrili, diğer üç bir tarafı petrol ve enerji yatağı, Asya ve Avrupa koridoru olan bu topraklar, hiçbir zaman rahat bırakılmayacaktır. Ülkeyi yöneten irade ne kadar millici olursa dış mihrakların salvolarından ancak o denli kurtarma ümidimiz olacaktır. Milli birlik ve beraberliğimiz ile ekonomik gelişmenin sağlanması siyasal ve ekonomik alt yapının oluşturulması ve bunun kurumsallaştırılması halinde başarıya giden yol aralanacaktır. Atatürkün, kurduğu cumhuriyeti sağlam temeller üzerine oturtması için yaptığı tüm çalışmalar günümüzde tartışılır hale gelmiştir. Masumane bir şekilde ülkenin bölünme hesapları yapılmaktadır. Kendimden en ufak bir ayrıcalık görmediğim dostlar bile karşımıza geçip, analarının Türkçe bilmediğini, yıllardan beri kendilerine zulüm yapıldığını pervasızca konuşur hale gelmiştir. Bu durum PKK teröründen çok daha tehlikelidir. Birileri kalkıp Türkiye’de yüzde iki türk olduğunu ifade edebilmektedir. Demokratik açılım adı altında hükümetin ortaya koyduğu sözde içi boş paketten sonra, eskiden solcuların savunduğu ‘halklara özgürlük sloganı’ ile maalesef Türrkiye’de ayrı milletlerin yaşadığı ve ezildiği ifade edilmektedir. Şu anda o eski solcular bile olanlara anlam verememektedirler. Aynı kıbleye yöneldiğimiz insanların, demokrasi adına ortaya koydukları uygulamalara akıl sır erdirmek mümkün değildir. Bir yandan Türkiye’de nerede ise Türk’ün olmadığı söylenirken bir yandan da Türklerin baskı yaptığı çelişkisi yaşanmaktadır. Öncelikle şu konuda anlaşmak gerekir. 25 yıldır bağıra bağıra anlatamadığım konuyu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’de yaşayan lazı, kürdü, çerkezi, arnavutu, boşnağı, gürcüsü v.s.; hepsi Türk Milletinin en şerefli varlıkları, değerleri ve zenginlikleridir. Türklük bir ırkın adı değil bir kültürün adıdır. Bunu ayrıştırmaya çalışanlara ‘al bu senin olsun demek yerine, ver bakayım elindeki silahı demek yaraşır.’ Devlet olmak demek kendine yakışanı yapmaktır. Üç beş çapulcu çocuk katilleri bölücülere tanınan bu haklardan sonra mütedeyyin güneydoğu vatandaşımız, devletine olan güveni kaybetmiştir. AKP’ye oy veriyor diye ortalığı güllük gülistanlık zannedenler, yanıldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş olacaktır. Türkiye’de bir haftalık bir tur yapın, çok farklı demografik yapıyla karşılacaksınız. 86 yılda meydana gelen göç olayları ile kimin kürt, kimin laz, kimin çerkes olduğu şüphelidir. Velevki alt sosyal gurubunu tespit ettin, kendini hemen etnik bir ayrıştırmanın bir parçası haline getirmek mi gerekir. Bunu bir zenginlik, bir güzellik görebilme ahlakını kazanmak bu kadar zor mudur? Kültürel zenginlik toplumu geliştiren bir unsur olmaktan çıkıp farklılaşmanın, ötekileşmenin bir sebebi olmamalıdır. Gaziantep’in halayı ile Karadenizin horonu arasındaki o belirgin benzerliği göremeyenler, birbirlerine aydan gelmiş muamelesi yaparlar. Başbakanın, Türkiyede 36 etnik grup var diyerek; Türk, kürt, gürcü…...diye saymaya başladığı Anadolu coğrafyamız için bir sözüm olacak. Ey Başbakan, 36 değil 136 etnik grup da olsa, bunu saymaya Türk, Kürt diye başlayamazsın. İlle sayacaksan Kürt, Çerkez, gürcü diye başlaman zati-alinize daha çok yaraşır. Çünkü siz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanısınız ve Anayasada belirlenmiş bir statünüz var. Saydığınız etnik grupları 35 tane ardarda sıralamamak için Atatürk hepsine Türk demiştir. Vatandaşlıktan çıkarılmamış oldukça bu ülkede yaşayan kürdü, lazı, çerkezi gürcüsü v.s. hepsi Türktür. Türk kültürü etnik ayrım yerine kültürel zenginliği esas almaktadır. Türk sözünden rahatsız olanlar, yarın başka bir ad bulunsa onada karşı olacaklardır. Onların hedefi kendi etnik kültürü yaşatmak değil ülkeyi bölmektir. Ecdadımız 116 devlet kurmuş ve yıkmıştır, Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir bedelle 87 yıl önce kurulmuştur. Türkiye’de yüzde 50 değil, yüzde 100 oy da alsanız bölünme tehlikesi herzaman vardır. Güneydoğu bölgemizin insanları hiçbir zaman böyle bir farklılaşmanın içinde olmamıştır. Çoğunluğu çocuk katillerine hiçbir zaman güvenmemektedir. Ancak terörü bir türlü önlemeyen devlet kafaları karıştırmakta insanları başka maceralara sürüklemektedir. Netice olarak; Figuran olmak yerine senaryo yazmayı beceremeyenler, başkalarının senaryolarında figüran olmaya mahkumdurlar. BOP bizim projemiz değil, illede başarısı için kendimizi yırtmak gerekmiyor. Ülkemizin ekonomik sosyal ve kültürel kalkınmasını gerçekleştiremezsek, başımıza daha çok çuval geçer. Tek devlet, tek millet,…….. sloganı attırırlar, sonrada seni lime lime ederler, yeterki sen uyumaya devam et.
|
1623 kez okundu |
Yorumlar |
| Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |